Boyabat Mutlu Son Masaj Salonu Leyla

Boyabat Mutlu Son Masaj Salonu

Ek olarak bu şartlar daha iyi bir çalışma ortamı Boyabat Mutlu Son Masaj Salonu
sunuyordu, işine çok iyi odaklanabiliyordu. Yarım kalan Meryem ikonasına baktı, onu öyle güzel
boyayacaktı ki sonucunda kendine bakılırsa olması gerekseme duyulan gözlerin imgesini bulmuştu ve resmetmek için
sabırsızlanıyordu. Mine’ye baktı. Sofrada son kalmış olan

bardakları da mutfağa gdolayıyordu,
arkasından o da mutfağa geçti. Birazcık da çekimser bir tonla
“Bulaşıklar öyle kalsın, sen de git istersen.”“Sen cumartesi günü de buraya gelir miydin, prenses?”
“meydana getirecek daha önemli bir şeyim yoktu, geldim.

 

 

Aslolan senin ne işin var?”
“Ofiste bir şeyler unutmuşum. Bugünkü Patti Smith konserine iki de biletim vardı, onlar da burada
kalmış. Bir arkadaşımla gidecektik, o gelemiyor. Onları alayım dedim, bir ihtimal birilerine veririm.”
“Aa niçin başkasına veriyorsun? Patti Smith’e gidilmez mi?”
“birlikte gidelim o süre, madem seviyorsun.”
Bundan hoşnut bir şekilde,
“Olabilir, bak.”
“Konsere kadar ne yapacağız peki? Bölme’e çıkalım, bir şeyler yiyelim fakat organik ofise kapanıp
çalışmak istiyorsan o başka.”

Boyabat Mutlu Son Masaj Salonu

Bunun üzerine Mine hazırlanıp Özgür’le çıktı. İşyerinde kalsa birkaç saat daha sonrasında sıkılıp birazcık insan
görmek isteyeceğini biliyordu. Şehirde yalnızlık

Mine’nin mizacına tersti. Doğada kalmış olsa bir ihtimal
bir tür kampı tercih edebilirdi fakat insan şehirde yaşıyorsa, şehrin nimetlerinden faydalanmalıydı
Mineye bakılırsa. Konser de çok iyi denk gelmişti. Özgür’le konsere kadar, sergileri dolaştılar, yiyecekyediler, so şekildeşi ettiler, şehrin eski dükkânlarına baktılar. Hatta kendine bir ayakkabı bile aldı. ‘Büyük
İndirim’ yazan bir ayakkabı mağazasına kadınca bir içgüdüyle bakmak istediğinde Özgür ona itirazsız
birlikte rol almışti. Orada önü açık iki ince bandın birleştiği, arkasında da bu bantlardan birinin devamı
olan dore, ince ve süslü topuklu bir ayakkabıya tutuldu.

Renk mevzusunda karar vermesine ise Özgür
yardımcı oldu, hatta onu acil ettirmek yerine bir sürü başka ayakkabı da denettirdi. Hanımların ilgialanlarından anlıyordu, bu hoşuna gitti. Ayakkabıyı alırken Mine’nin aklına ayaklarının gizli saklı saklı saklı kölesi
geldi. Bir sürpriz yapıp bu yeni ayakkabıları alacaktı ve ona ayaklarının fotoğrafını yollayacaktı.
Mineye biraz da lisedeyken okulu kırdığı günleri, üniversite senelerını anımsattı bu geçirdiği gün.
Ortak geçmişleri yardımıyla mevzuştukları mevzularda da bir yabancılık çekmiyorlardı. Mine nin
bahsetmiş olduğu şeyler Özgür’ün bilmiş olduğu şeylerdi; aynı şekilde Özgür’ünkiler de Mine’nin. İskender benzer biçimde yaş
farkı olan erkeklerde bu durumu pek yakalayamıyordu Mine, fakat yaşı büyük olanlardan da hep yeni